İnterneti yalnızca gençlerin kullandığı fikri çok eskide kaldı. Gerçek şu ki çevrim içi dünya hepimizi içine almış durumda. Bu durumdan hoşlanmayabiliriz ama hepimiz derken, çocuklardan yaşlılara herkesi kastediyoruz. İşte bu yüzden hepimiz kendimizi “dijital kuşak” olarak düşünmeliyiz. Ama bu, hepimizin teknolojiyi aynı şekilde algılayarak kullandığı anlamına gelmiyor. Teknolojiyle nasıl bir ilişki kurduğumuz konusunda somut farklılıklar bulunuyor.
Bir kuşak ne kadar gençse teknolojiyle o kadar erken tanışmış demektir. Öte yandan daha yaşlı kuşaklar teknolojiyle hayatlarının sonraki dönemlerinde karşılaşmış olabilirler ama hayat tecrübeleriyle beraber, teknolojiyi daha sorumlu bir şekilde kullanmış da olabilirler. Farklı kuşaklar kesinlikle farklı yaklaşımlar sergiliyorlar. Bazıları inovasyonu başkalarından daha erken benimseyebilir, ancak diğerleri de onlardan geride kalmıyor.
Pew Araştırma Merkezi'nin 2021’de gerçekleştirdiği bir araştırmada kuşakların dijital medyayı kullanımı analiz edilmiş. Buna göre, Z ve Y Kuşağı’nın %99’u internet kullandığını belirtmiş. X Kuşağı ise kısmen daha az internet kullansa da bu oran yine de %96’yı buluyor. Öte yandan Baby Boomers Kuşağı’nın da sadece %75’i internet kullandığını belirtmiştir. Araştırmanın ortaya çıkardığı ilginç bir bulgu ise 2000 yılından bu yana en yaşlı ve en genç internet kullanıcıları arasındaki farkın daha da azalmasıyla bu oranın yüzde 56’dan yüzde 44’e gerilemiş olmasıdır.
Söz konusu veriler tüm kuşakların dijital dünyanın birer parçası olduğunu kanıtlar nitelikte. Farklar ise kuşakların internete duyduğu ilgi ile internet algısı ve kullanımında ortaya çıkıyor. Kuşaklar, teknolojiye ve inovasyona kendi geçmişlerine ve bilgi birikimlerine göre yaklaşım sergiliyorlar. Bu durum da hemen hemen hepsinde değişiklik gösteriyor. Bu kişilerin çoğu halihazırda teknolojiyle çevrili bir dünyada doğmuşken diğerleri ise teknolojiye daha ilerki yaşlarında adapte olmak zorunda kalmıştır.
Aynı durum, dijital güvenlik için de geçerlidir. Genel kanının aksine teknolojiyle birlikte büyümek sizi otomatik olarak dijital gizlilik ve güvenlik konusunda daha bilinçli hale getirmiyor. Sektördeki lider kuruluş NTT’nin bir araştırmasına göre, 30 yaş üstündeki kişilerin daha genç kuşak olan Z Kuşağı’na göre daha sağlam güvenlik uygulamalarını benimsemeleri daha olasıdır. Z Kuşağı teknoloji ve teknolojinin getirdiği risklerle büyüse de daha tasasız ve bir o kadar az sorumluluk duygusuna sahiptir. Bu kuşak, dikkatli ve sorumlu olmanın yerine esnek ve verimli olmaya değer veriyor. Dahası, söz konusu araştırma, Y Kuşağı’nın yaklaşık %40’nın fidye vermeyi tercih edeceğini ya da geçmişte zaten bir fidye verdiklerini göstermiştir.
Bu bulguyu desteklemek adına bir araştırmayı daha sizlerle paylaşalım. Bu araştırmada LastPass, insanların şifrelere ilişkin çevrim içi davranışlarını mercek altına almış. Buna göre Baby Boomers ve Z Kuşağı arasında kalan bireyler, dijital güvenliklerine ve güvenliğe farklı bir yaklaşım gösteriyorlar. LastPass, daha erken yaşlarda teknolojiye maruz kalsalar da Z Kuşağı’nın güvenliklerinden daha az endişe duyduğunu ortaya çıkarmış. Öte yandan Y ve Baby Boomers kuşakları çevrim içi güvenliklerine daha fazla önem verirken dijital güvenliklerini garantiye almak için ekstra önlemler alıyor.
Farklılık gösteren tek şey çeşitli kuşakların teknoloji kullanımı ve dijital güvenliğe olan yaklaşımları değil; dijital dünyada bu kuşakları bekleyen tehditler de farklılık gösteriyor. Kuşakların hepsi farklı tarzda hareket ettikleri için farklı türdeki çevrim içi güvenlik tehditlerine karşı açıklar. Örneğin, şu anda Z ve Alfa Kuşakları’nı oluşturan ergenler ve genç yetişkinler için en büyük tehditlerden birisi siber zorbalıktır. Daha yaşlı kuşaklar ise finansal suistimale, kimlik hırsızlığına ve diğer güvenlik saldırılarına maruz kalıyor. Bu kişilerin konuya ilişkin sahip oldukları bilgi de değiştiği için bu durum onları dijital tehditlere karşı az çok savunmasız hale getiriyor.
Büyük anne ve babalarımız dijital cihazları aileleriyle iletişime geçmek için kullanırken 3 yaşındaki çocuklar ise video izlemek için kullanıyor. Y Kuşağı ya da Baby Boomers kuşağı fark etmeksizin, bu kuşaklar arasında yer alan herkesin çevrim içi davranışları farklılık göstermekle birlikte farklı dijital güvenlik yaklaşımları olduğu da bir gerçektir. Ancak ister bir güvenlik uzmanı ister sıradan bir kullanıcı olun sağlam bir korumanız ve eğitiminiz olmadan internette her an kötü niyetli kişilerin ağına düşebilirsiniz.
Herkese uyan tek bir dijital güvenlik yaklaşımının olmadığı da bir gerçek. Konu gerek kişinin kişisel güvenlik ve gizliliği ya da bir işletme tarafından gösterilen bir yaklaşım olsun kesin bir çözüm belirlenmemiştir. Ancak kişiselleştirilmiş koruma da her zaman mümkün olmuyor. Herkesin ihtiyaçları farklı olduğu için tüm ihtiyaçları karşılamak neredeyse imkansız. Bazı kişiler ya da işletmeler kendi güvenlikleri üzerinde bir şekilde daha fazla ya da az kontrol sahibi olmayı tercih ederken bazıları bu konularla hiçbir şekilde uğraşmak istemiyor. Belki de bu gibi durumlar için en kolay çözüm, üzerinde düşünmek zorunda olmadığınız bir korumaya sahip olmaktır. Dijital dünyanızı her zaman koruyan bir sessiz şövalye gibi mesela.
Müşterilerin bunu temin etmesinin bir yolu, Telco ya da ISP doğrudan müşterilerin güvenlikleriyle ilgilenirken müşterilerin bunun hakkında düşünmek durumunda olmamasıdır. ESET NetProtect gibi buna benzer bir çözüm, bir ISP veya Telco ürün teklifine eklenebilir. Müşteriler, hizmet sağlayıcılarının kendileri adına dijital güvenlikleriyle ilgilendiklerini bildiğinden, bu güvenlik yaklaşımı onlara iç rahatlığı sağlayabilir.
ESET NetProtect hem entegrasyonu kolay hem de satış planlarına yönelik harika bir ek hizmettir. ESET NetProtect kötü amaçlı yazılımlara, gizlilik ihlallerine ve tüm kişisel cihazlardaki kimlik avı saldırılarına karşı tam koruma sağlarken mevcut Telco veya ISP hizmet tekliflerine kolay entegre olmasıyla bilinir. NetProtect, görevi gereği internet gezinmeyi daha sağlam ve güvenli hale getirir. Bu ürün, cihazları ve çevrim içi hareketleri şüpheli etki alanlarına ve internet sitelerine karşı korur. Kullanıcı tercihinize bağlı olarak etki alanları ve içerik kategorilerini kara listeye almanıza imkan tanıyan bir filtresi de vardır.
Her şeyden önce ise cihazınızda sizin bir müdahalenize gerek kalmadan çalışır. Çeşitli ayar seçenekleriyle kullanıcı dostu bir kontrol sağlayarak genel anlamda hizmetten memnun kalmanızı sağlar.